Genç yaşta..Hayatının baharında… Suçunun olmadığı bir olayla hayatının alt üst olabileceğini düşünür müydü hiç? Kim düşünebilir ki?
Her genç gibi hayat doluydu. Çocukları ve işini seviyordu. Aşık olmak istiyordu. Sonra bir gün…
Bir kaza oldu. Hepimizin hemen her gün haberlerde okuyup dinlediği trafik kazalarından biri.
*Trafik kazası sonucu şu kadar insan öldü, bu kadarı da yaralı* diye dinleyip geçtiğimiz kazalardan biri. Arkadaşları ile geçirdiği o güzel günün sonunda ‘ölü’ olarak anılmamış olsa da yarası hiç de ‘sıyrık’ gibi düşünülemeyecek kadar ağır bir yara idi.
Doktor babası sayesinde hayatta kaldığına ve ‘yaralı’ olduğuna sevinmeli miydi? O artık ömür boyu kapanmayacak bir yaranın sahibi idi. Engelliydi. Tetrapleji hastası, deniyordu ama o, olabilecek en ağır engele sahip olduğunu düşünüyordu.
Hayatta olduğuna sevinmekle, engeli ile yaşama tutunmak arasında gel gitler yaşayan Aytül’ün yarası kapanabilir miydi? Yeniden aşık olabilir, yeniden çalışabilir miydi? Engelleri aşabilir miydi
Gerçek yaşam öykülerinden derlenmiş, bir trafik kazası ‘yaralısı’nın yürek burkan; umut ve mücadele dolu yaşamı. En kötü engel bile yaşamaya ve sevmeye mani değildir.
Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer.