Yaşam senaryomuzun dışında gelişen seyircisi olduğumuz hikayeler bizi nasıl etkiler? Nasıl oluyor da trajik bir hikâyenin seyircisiyken hikâyenin kahramanıyla aynı duyguları yaşıyoruz? Keyifli bir günün sonunda seyrettiğimiz trajik bir tiyatro oyunu bizi kendi dünyasına alırken, hüzünlüyken seyrettiğimiz keyifli bir oyun bizi neşelendirebilmeyi nasıl başarıyor? Kendi hikayemizin dışındaki hikayeler, daha önce hiç tanımadığımız kahramanlar nasıl oluyor da bir anda duygu dünyamıza etki ediyor? Aristoteles’in katharsisi, Stanislavski’nin özdeşleştirmesi, Brecht’in yabancılaştırması seyircide nasıl vuku buluyor? Yüzyıllar önce oluşturulmuş tiyatronun estetik formülleri bugünün beyin araştırmalarıyla birebir örtüşüyor. Günümüzün beyin araştırmaları yüzyıllardır süregelen tiyatro araştırmalarına ışık tutuyor.