Özer Aykut, babasının aziz hatırasına ithaf ettiği şiirlerinde, önceki şiir izleğini devam ettirse de, kitabının son bölümünde düzyazı şiirlerine de yer veriyor. Aykut, yalın ve bir o kadar da derin bir şiir yazıyor. Özellikle bu kitapta uyguladığı ‘eksiltme’ tekniği, dizeleri nicel olarak azaltırken, imgeyi ve çağrışımı da olabildiğince yoğunlaştırıyor.
Özer Aykut, önceki şiirlerine oranla, Beyhude’de daha bir dönmüş gibi görünüyor kendine ve içine. Şiirlerinde yoğun bir ben ve içedönüklük, kendisinden yola çıkarak hayata ve öteki olana dair dair soru ve sorgulamaları var.
Şairin hayatı da şiire dahil değil midir hem? Soru en güzel başlangıç değil midir?