Tükendi
Stok Alarmı1869`da Peterburg`a bağlı Yamburg kasabasında dünyaya geldi. Babası bir meyhane garsonuydu.
1886`de din okulundan, 1891 `de Peterburg İlahiyat Akademisi`nden mezun oldu ve din görevlisi olarak tayin edildi. Kilisedeki görevinin yanı sıra Mihaylov Harp Okulu, Aleksandrov Lisesi, Teknik Okulu ile Peterburg`un farklı liselerinde ders verdi. Bir hatip, gazeteci ve hoca olarak ünü yayılınca Çarlık ailesi tarafından prensleri eğitmesi için saraya davet edildi. Ancak fikirleri Kilise yöneticilerini rahatsız etmeye başlayınca 1903`te okullarda verdiği dersler kendisinden alındı ve kilisedeki görevinden çıkarıldı; saraydaki işinden de ayrılmak zorunda kaldı.
1907`de "zararlı gazetecilik faaliyetlerinden ötürü" Petersburg yakınında bir manastıra sürgün edilen yazar, manastırda bulunduğu sırada, adaylığını koymadığı halde Rusya`nın ikinci Duma`sına milletvekili seçildi.
1908`de Kilise yönetimine hitaben yazdığı mektupta yer verdiği eleştirilerine bağlı olarak Kiliseden aforoz edildi. Kendisine karşı açılan dava sonucunda din görevliliği mesleğinden ihraç edildi, 7 yıl Peterburg ve Moskova`da yaşaması yasaklandı ve 20 yıl bir süreyle devlet işlerinde çalışmaktan men edildi.
Papazlık rütbesi alındıktan sonra ünü daha da artan yazar, 1908`den itibaren Kırım`da ikamet etti. Rusya`da ve yurtdışı ülkelerde gezerek çok sayıda konferans verdi. Yurtdışında gezdiği yerler arasında en çok Finlandiya`dan etkilendi. Yazıları, "Russkoye slovo" adlı gazetede her gün yayımlandı. Kitapları Balkan ve Avrupa ülkelerinde çevrilip yayınladığından yurtdışında tanındı.
Petrov, Ekim Devrimi`nden sonra Bolşevikleri rahatsız eden görüşleri nedeniyle çeşitli baskılar görüyordu; ihtilal kaosunda yakınlarını ve oğlunu kaybetmişti(3). 1920de Kırım`dan kalkan ve içinde ülkeden kaçan Denikin Ordusu mensuplarının bulunduğu son gemiye yalınayak ve üzerindeki pijamayla binerek hayatını kurtarmayı başardı. İstanbul`dan geçtikten sonra kısa bir süre Gelibolu`da kaldı ve daha sonra bir grup Rus göçmeniyle birlikte Yugoslavya Krallığına geçti.
Sanatçı, Yugoslavya Krallığı`nda yöneticiler tarafından büyük ilgi gördü ve Belgrad Üniversitesi`ne profesör olarak tayin edildi. Son yıllarında üniversitedeki derslerinin yanı sıra, tüm ülkeyi gezerek konferanslar verdi; hatip ve gazeteci-yazar olarak büyük bir üne kavuştu.
1925`te sağlık durumu kötüleşen Petrov, mide kanseri nedeniyle ameliyat için devlet imkanlarıyla Paris`e gönderildi; ancak iyileşemeyerek 18 Haziran 1925`te hayatını kaybetti. Yakılan naaşının külleri eşi ve kızının yaşadığı Novi Sad kasabasında defnedildi. Mezarı daha sonra kızı tarafından Münih şehrinin Ostfriedhof Mezarlığına nakledildi.