Ortaya çıktığı andan itibaren çok ciddi ekonomik ve sosyal sıkıntıların yaşanmasına neden olan covid-19 salgını insanlığa doğayla ve çevreyle uyumlu olmayan hiçbir ticari faaliyetin başarılı olamayacağını göstermede eşsiz bir durum yaratmıştır. Primer sektör olan tarımsal üretimi güçlü olan ülkeler, bu salgın dönemlerinde ekonomik olarak diğer ülkelere nazaran önemli bir alternatif kaynak yaratmışlardır. Bu süreçte görülmüştür ki sağlık, tarım ve gıda, gıda tedariği gibi konular salgın sürecinin en önemli faaliyet alanları olmuştur.
Elinizdeki kitap, Türkiye’de uzun yıllar nitelikli eğitim hayatları sonucu, büyükşehirlerde yaşamış beyaz yakalıların yıllar içinde çeşitli nedenlerle tersine göç kararı alarak kırsala göç etme, gönüllü sade yaşam tercihi, tarımdan elde ettikleri ürünleri doğrudan pazarlama kanalları ile satan yetenekli girişimcilerin sade yaşam hikayeleri üzerinedir. Beyaz yakalı çiftçiler büyükşehirlerde almış oldukları eğitim ve iş deneyimi sonrası yeni hayatlarında bunu avantaja çevirerek, geçmiş meslek deneyimleri ile doğrudan pazarlama faaliyetlerini doğru bir şekilde bütünleştirmişlerdir. Çünkü tarımsal faaliyetleri modern satış teknikleri, etkili marka stratejileri üzerinden bir sistemle satabilmek belki de beyaz yakalı çiftçilerin en önemli avantajlarındandır.
Türkiye’deki büyükşehirlerdeki iş hayatı göz önüne alındığında önümüzdeki yıllarda daha fazla insanın beyaz yakalı çiftçiler kitabında görüldüğü gibi kırsal nüfus içerisine dahil olacakları ve tersine göçü hızlandıracakları anlaşılmaktadır. Günümüzde küresel ölçekte yaşanan çevresel sorunlarla, salgınlarla doğal hayatın ve dolayısıyla tarımsal faaliyetlerin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin coğrafi zenginliği, bereketli tarım topraklarının mühendislik bilimleri uygulamaları, e-ticaret girişimleri ile bir dünya markası olması ve ülke ekonomisinde fark yaratmasının hayal olamayacağını aynı zamanda kitabın doğal hayat özlemi duyan tüm beyaz yakalılara da bir rehber niteliğinde olmasını diliyoruz.