Petersburg’un beyaz gecelerinde, hayalperest anlatıcı ile genç bir kızın dört gecelik karşılıklı konuşmalarıyla geçen hüzünlü bir hikâye. Genç kız da tıpkı hayalperest anlatıcı gibi hayaller içindedir. Moskova’dan gelecek bir mektubu bekleyen genç kız ve hayalperest anlatıcı arasında tuhaf bir bağ oluşur. Mektup ve beklenen kişi geciktikçe duygular ve düşünceler karmaşık bir hale gelecektir.
“Sanki bir duygu, bir düşünce o andan itibaren sonsuza kadar içimde kalmalıydı, sanki o an sonsuza dek sürmeliydi, benim için bütün yaşamım durmuştu… Uyandığımda, eskilerden tanıdık olan, bir yerlerde duyup sonra unuttuğum tatlı bir ezgi aklıma geldi. Sanki hayatım boyunca içimden çıkmak isteyen bir ezgiymiş…”