Jack London Alaska’da altın bulunduğu haberini radyodan dinlediğinde, bir yakını ile beraber Güney Alaska’da maden aramaya karar verdi.
Jack London’ın Güney Alaska’daki altın arama macerasının başarıyla sonuçlandığını söylemek zor. Kötü hayat şartlarından, vitamin eksikliğinden ağır bir hastalığa tutuldu ve altın arama sevdasından vazgeçerek 1898’de San Fransisko’ya geri döndü.
Altın arama girişimleri başarısız olmasına oldu ama bu macera dünya edebiyatına Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş gibi iki şaheseri kazandırmasına yol açmıştır. Romanlarındaki güçlü anlatım ve insanı derinden etkileyen büyü, onun kitaplarına olan ilginin kuşaktan kuşağa azalmadan sürmesini sağlamıştır.
Beyaz Diş; çetin bir iklimin daha da zorlaştırdığı hayatın, vahşi bir kurdun insanla, doğayla, hemcinsleri ile olan macerasının lirik bir üslupla okura aktarıldığı heyecan verici bir romandır. Okuru sıcak odasından ustaca çıkararak dalları buz tutmuş karanlık ormanların içine, vahşi bir kurdun ayak izlerine götürür.