Nasıl öylesine özgürce kahramanlar yaratılarak dönemsel evrelerde soluksuz betimlemelerle hayatlar yapılmış! Beyaz Ali’yi okurken mahcup oldum adeta...
Hikmet Kavasoğlu
Dağ köylerinden birinde bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü yirminci yüzyılın ilk yarısında yaşanmış toplumsal sarsıntıyı da ele alır. Beyaz Ali roman dokusunda alışılagelmişin dışında bireysel öğeler ile birlikte ezber bozan o şaşırtıcı yanı ile öne çıkar. Giderek unutulmaya yüz tutmuş taşra romanlarına yeniden can suyu olmanın o engin dinamizmi ile yetinmez; mavi gökyüzü kadar engin ve güçlü kadın karakterleri ile de büyülü bir dünyanın kapısını sonuna kadar açar.
Ömer Yerlikaya yine akıcı üslubu ve zengin karakter şöleni ile okuyucusunu sarsmaya devam ediyor. Yazar bu kez önceki çalışmaları antoloji ve uzun soluklu biyografilerin aksine Beyaz Ali’de özgün ama yaşam ile örtüşen muazzam kurgusu ile çıkıyor karşımıza...