Bu geçmiş yarım asırlık bir ömür içinde, bizzat şahit olduğum veya hikâye gibi sağlam
kaynaklardan dinlediğim, tüm bu hadsiz, hukuksuz kaderci zihniyeti, alın yazısı gibi dünyanın en mesnetsiz düşüncesiyle mücadele ettim. Yaşadığım bölgede bunların bitmek üzere olması, beni çok sevindirse de, tarikat ve onun gibi insanlık dışı bir çürümüşlük halen var. Başlık parası beşik kertme gibi kadını hiç tanımadığı biriyle evlendirmek, zorla ya da, ‘bu senin kaderin, Yaradan böyle yazmış’ gibi, yalan, hurafe inançları, fakir çocukları şehrin dışında hiç
tanımadığı babası yaşında biriyle ya da bedensel engelli biriyle evlendirilen, kitapta sözü
geçen maceranın gerçekçiliği gibi fukaralığı, maraba tarım işçiliği gibi varoşlardaki çaresizliği yazmaya gayret ettim ve edeceğim. Bu insani ve edebi görevi onurla üstlenerek yazdığım bu kitap her kadının, genç kızın okuması gereken bir eserdir. Bu karanlık ve zavallı beyinlere karşı çare olmak için hep beraber aydınlanmalıyız. Her irade çok ōnemli. Artık erkek
egemenliği veya kadına karşı olan tüm haksızlığı yok etmeli, birlikte el ele, sevgiyle, coşkuyla, özgür beyinler olarak bu düşüncelerle yaşamalı ve yaşatmalıyız.
Saygılarımla…