Selin’i çocukluğundan beri tanırım: Gören, bakıp geçmeyen, incelemeyi çok seven bir çocuktu. Soru sorması, gördüğünü analiz etmesi, bir konuyu sabırla araştırması ve dansa/tiyatroya olan tutkusu en belirgin özellikleriydi. Hepsinden önemlisi yüzünün hep gülüyor olması ve her konuya pozitif bakıyor olmasıydı. Bu yüzden *gençsanat* dergimde henüz lise öğrencisi olan Selin’in yazısını yayınlarken hiç tereddüt etmedim. Cesaretine cesaret katmak istedim. Resimlerle kurduğu ilişkiyi anılarıyla birleştirme yeteneğini bu yazısında gördüm. Ağırlıklı olarak gezdiği coğrafyalardaki Batı resmi üzerine yazıyordu, kendi topraklarında yetişen sanatçılara da kulak vermesini önerdim ona. Bu önerim Selin’de yeni bir proje fitilini ateşlemiş olacak ki bir yıl sonra bana Doğu ve Batı sanatında kişisel mevsim okumalarıyla geldi. Çok etkilendim doğrusu. Kitabında beni en çok etkileyen on sekiz yaşında bir gencin hayatından kesitleri sanat üzerinden anlamlandırmasıydı.
Bu kitap bir gezi kitabı mı, günce mi, deneme mi? Bence hepsinden biraz. İşte bu sebeple ilerde ‘Selin Gören’in Mevsimleri’nin devamını okuyacağız gibi gözüküyor. Ülkemiz böylesine yetenekli ve ne yapmak istediğini bilen genç yazarlara çok değer vermeli ve tıpkı benim yaptığım gibi onları kazanmalı…
Doğan Paksoy
Ressam, Teşvikiye Sanat Galerisi ve gençsanat Dergisi sahibi, Sanat Galericileri Derneği Başkanı