Geçmişi, nedenini hatırlayamadığı bir kimsesizlikle şekillenen Ömer, yıllarca uzaklaştırıldığı eve çağırıldığında kendini nikâh masasında bulur. Ama genç adamın ne burada kalmaya ne de çocuk yaştaki karısıyla evliliğe devam etmeye niyeti vardır.
Balım, annesinin ölümünden sonra kendini zorla, hiç tanımadığı bir adamla evlendirilirken bulur. Genç kız, bundan sonra onu kolay bir hayatın beklemediğini biliyordur. Tıpkı onu bu konakta, daha bir günlük evliyken bırakıp giden kocasını kolay kolay affetmeyeceğini bildiği gibi.
Hiç beklemedikleri anda yolları kesişen bu iki yabancı, birbirlerinin hayatına mucizeleri konuk edeceklerinden habersiz, hayatın onlar için planladıklarını yaşayacaklardır. Ömer ve ailesi, Balım’ın hayatlarına dâhil olmasıyla geçmişleriyle yüzleşip yeniden aile olmaya çalışırken, Balım da onlarla bir aile olmayı öğrenecek.
Benim Hayatım, yaşanmamış yılların sevgiyle telafisinin hikayesi.
*Ömer kapıda dikilen kıza öylece bakakalmıştı, ilk başta onu tanımamıştı bile ama sonra onun Balım olduğunu anladı. Bunun için kızın gözlerine bakması yetmişti. O bal rengi gözler aklından hiç çıkmamıştı. Ama bu kız nasıl o olabilirdi? Yolda görse tanımazdı. Kendine güvenen o duruşu ne zaman kazanmıştı? Üstelik ne zaman bu kadar güzelleşmişti?*