İkinci Dünya Savası sonrasında ekonomisini yeniden toparlamak isteyen Almanya, büyük bir işgücüne ihtiyaç duydu. Söz konusu işgücü açığını karşılamak için 30 Ekim 1961 yılında, Almanya’nın Bonn kentinde, *İşgücü Alımı Anlaşması* başlığıyla *Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde İstihdamına İlişkin Anlaşma’’ imzalandı.
Alınacak işçilerin sağlıklı olup olmadığını, insanımızın izzet-i nefsini zedeleyecek şekilde muayeneden geçirerek ispata zorlayan o hazin manzaralara ait resimler, hâlâ hafızalarımızda olanca utançlığıyla taptaze duruyor.
İşçi Türk çocuklarının Almanya yolculuğu bu acı gerçekle başladı.
Maden ocaklarında, çöp toplamada ve nerede bir Alman’ın çalışmayacağı kadar pis bir iş varsa orada Gastarbeiter/misafir işçi oldular.
Bu anılar, ilk Gastarbeiter/misafir işçilerden on sene sonra yollara düşen kuşaktan bir vatandaşımızın kaleme aldığı notlardan derlenerek meydana gelmiştir. Muhakkak ki yazılanlar çok eksiktir. Zira elli-altmış yıllık bir macerada olan biteni bir pencereden bakarak anlatmak hiç kolay olmasa gerektir. Şüphesiz şurası acı bir gerçektir ki; insanımızın oralarda, yıllar boyunca yaşayıp gördükleri yürek sızlatıcıdır.
İsmail Eryılmaz ağabeyimizin yaşadıklarından çıkardığı derslere ait notların Avrupa’nın değişik ülkelerine ve şehirlerine dağılmış, bir aidiyet ve asimilasyon sorunu yaşayan misafir işçi(!) (Gastarbeiter) kardeşlerimizin ruh dünyasını ve maruz kaldıkları şartları bir nebze olsun anlattığını ve o yaşanmışlığa bir ayna tutmuş olduğunu umarız.
Biz Erguvan Yayınevi olarak tarihe ufacık bir not düşmek niyetiyle İsmail Eryılmaz ağabeyin bu hatıralarını yayımlarken hüzünleniyor, eksiklik ve hatalarımızı anlayışla karşılamanızı siz okuyucularımızdan bekliyoruz.