Biz bu şehri ne okuduk, ne yazdık; onu hiç ama hiç anlamadık. Bencil beyinsizliklerimizin sığ sularında çaresiz kalacağımızı, aklımıza bile getirmedik. Parçaladık, öğüttük, sırıtıp gülüp geçtik. Her bir parçanın bizden neler götürdüğüne dönüp bir bakmadık.
Zamanı ve mekânı bozuk para gibi harcadık. Ne kadar kırık dökük olsalar da onlar yine de benim Bursalarım. Bir kış akşamı eve dönerken, bahara doğru pazaryerinde, belediye otobüslerinin yorgun kalabalığında ve bir okulun son ders zilinde onlar hep Benim Bursalarım.