Bir cambaz düştüğünde bir peri doğar.
Dünyaya böyle gelir düşmüş melekler.
Küçücük bir çocukken annesi Sandra tarafından terk edilen Ömer, eşinin gidişinden sonra telden düşüp sakat kalmış bir cambaz olan babası Ümit ve babaannesi Rukiye’yle Tarlabaşı’nda yaşamaktadır. Babası her gece masal anlatarak uyuttuğu oğlu Ömer’i sevgi ve hayallerle büyütür. Ömer annesi gittiğinden beri Kız Kulesi’nde oturmayı hayal etmekte ve iki yıldır bunun için para biriktirmektedir. Ümit onun hazine sandığı biçimindeki kumbarasına her gece bir lira atar. Yıldızların altın gününde paralar altına dönüşecek ve Kız Kulesi’ni satın alacaklardır. Ömer o kulede denizkızlarıyla uyuyacak ve belki annesi de geri dönüp onlarla yaşayacaktır.
İki yıl sonra Sandra çıkagelir. Ömer’in hayallerini yıkar ve onu babasından koparıp götürmek ister. Fakat Ömer babasını ve babaannesini bırakmak, hayallerinden vazgeçmek istemez. Ümit de oğlunu göndermeyecektir. Hayallerin büyüleyiciliği ile gerçeklerin acımasızlığı çarpışmaya başlar ve anne, baba, oğul arasında yaşanan trajedi, imkânsızın mucizesiyle son bulur...
Benim Babam Bir Melek elinizden bırakamayacağınız, gözyaşlarınızı tutamayacağınız, daima hatırda kalacak bir roman. Yalın dili, ustaca kurgusu ve çarpıcı finaliyle, okurlara edebiyat zarafeti sunuyor.