Tel tel ayrılmış sicim kirpikleri simsiyah kaşlarında geziniyor, koyu kahveye çalan gözleri beyaz tavanı süzüyordu. Narin bedeni yün battaniyeye sarmalanmıştı ve elleri havaya bir iniyor bir kalkıyordu. Başındaki insan kalabalığına dudaklarını büzüştürerek bakıyordu. Bu sesler onu ürkütmüş olacak ki alt dudağı titremeye daha sonra ağlamaya başladı. Hıçkırarak ağlasa bile herkes onu kucağına alıp, bağrına basarak sevmek istiyordu. Gözleri hâlâ yumuk yumuktu. Hemencecik öpülen yanakları allaşmaya başlamıştı. Gözlerini neye açmıştı böyle? Etrafındaki insanlar da kimdi?