Muhammed Ali’nin fevkalade gerilimli öyküsü, sadece şampiyon bir boksörün veya tüm zamanların en iyi boksörünün hayat hikayesi değildi.
Amerikan Kurulu Düzeni tarafından sistematik bir ayrımcılığa uğrayan, ezilen siyahların özgürlük mücadelesinde; Ali, bir döneme damgasını vurarak çok önemli katkılar yaptı.
Kimlik arayışının sonucunda Hıristiyanlığı terk edip, Müslüman olmuştu. Cassius Clay iken, Muhammed Ali adını almıştı. Bu tercihi, Amerikan halkının ezici çoğunluğunun tepkisini çekti. Derin Amerika’nın gazabına uğradı.
Müslüman bir şampiyona asla tahammülleri yoktu. O dönemde, ünlü bir boks yazarı, *Boksun mafyanın elinde olması Siyah Müslümanların elinde olmasından daha iyidir* diyordu.
Muhammed Ali’nin zorlu mücadelesi, sadece Amerika’daki değil dünyanın dört bir yanındaki insanları, en başta da biz Müslümanları çok etkiledi.
Türkiye’de insanlar, saat farkından dolayı sabahın ilk ışıklarından önceki bir vakit diliminde Muhammed Ali’nin maçlarını radyolarından dinleyebilmek, sonraki dönemde televizyondan izleyebilmek için saatlerini kurar, böylelikle uyanırlardı.