Kırklı yaşlarının başında, kariyeri ve özel hayatını dengede tutmayı başarmış, geleceği parlak yönetici Beril’in başa çıkmakta zorlandığı bir sorunu vardır: Yıllardır peşini bırakmayan bir düş. Tarihe gömdüğü, adını anmayı bile yasak ettiği geçmişi ansızın karşısına çıktığında rüyaların altüst ettiği özel hayatıyla birlikte ilmek ilmek işlediği kariyeri de sarsıntıya uğrar. Bu karşılaşmayla birlikte Beril kendini yol ayrımında bulur. Ya kaçıp her şeyi bir kez daha geride bırakacak ya da cesaretini toplayıp yüzleşecek, hesap soracak ve huzura ulaşacaktır.
Beril, önce uzaklaşıp içine kapansa da, hayatından geçen her ânı yeniden hatırlayıp hüzne boğulsa da sonunda yüzleşmeyi, zor olanı yapmayı seçer. Ancak söz konusu hesaplaşma sırasında her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark eder. Üstelik hayatını karartan düş, sıradan bir kâbus değil, benzer yollardan geçmiş talihsizlerin Beril’in hayatına yansımasıdır.
Rüyanın sırrını çözebilmek için duygularını bir kenara itip geçmişinin hayaletiyle yollara düşer. Artık sadece kendi hayatındaki boşlukları değil, başkalarının yarım kalmış hikâyelerini de tamamlayacaktır.