O`nun adı Deniz...
Hırçınlığına ortak olduğu bir başka denizin sahillerinde gelmiş dünyaya. Karası bol bir şehrin isi, dumanı sarmış her yanını. Kulaklarında maden göçüğü, soluğu kömür karası. O`nun adı Deniz... İliğine kadar biliyor yalnızlığı. Duvar gibi çaresizliği... Gidenleri, yitirilenleri... Ama sevmeyi de biliyor. Sevilmeyi...
Çünkü O`nun adı Deniz... Anneanneden miras kalan ismin ilk üç harfini kabulleniyor sadece. Asiye, asileşiyor... Özgürlük, kanat... Özgürlük, ufuk...
BenDenİz, yaşamla savaşı, savaşı barıştırmayı, hayatın sevgide karar kılan `kabul makamı`nı anlatıyor.
Rengârenk bir gülümsemeyi, gökkuşağına nispet olsun diye tepemize dikiyor.
Ve Gökkuşağının sonundaki altını aramaya çağırıyor, hâlden anlayanı…