Bir gün Sosyal Demokrat Halkçı Parti milletvekili adayları konvoy hâlinde köye girdiler. Kahve kahve gezmeye başladılar. Her karşılaştıkları kişi ile tokalaşıyorlardı. Genç, şık giyimli, halk deyimi ile eli yüzü düzgün, insana güven duygusu veren milletvekili adayı benimle tokalaşırken “Ben Güneş Gürseler,” dedi… Güneş abiyi ilk defa orada gördüm. Güneş abi o seçimde SHP’nin 99 milletvekilinden biri olarak meclise girdi.
Daha sonra Güneş Gürseler’i basından izlemeye başladım. O dönemde dünyada çevre hareketi yeni yeni filizleniyordu. Belki de biz yeni yeni duymaya başlamıştık. Güneş Gürseler çevre ile ilgili çalışmalarıyla kısa zamanda partili partisiz herkesin ilgisini çekti, takdirini kazandı. Parti içinde de etkin bir noktaya geldi. Hatta basın ona “Erdal İnönü’nün Prensi” unvanını verdi.