Geleceğe dair neşeli, umut dolu hayaller kuran dört gencin karmakarışık bir aşk hikâyesiyle sarsılan dostlukları, yaşadıkları feci bir olayın ardından tamamen yıkılır ve bambaşka yönlere savrulurlar... Uzun yıllar sonra, neredeyse her şey unutulmuşken, aralarından biri geçmişlerindeki o ağır yükü taşımaktan yorulup, intihar etmeye karar verir. Ancak, intihar tek başına altından kalkabileceği bir yük değildir, yardıma gereksinimi vardır. Ve tesadüfen öğrenir ki; geçmişte yaşadıklarının en yakın tanığı, Amerikan yerlileri arasında, ölülerin öteki dünyaya yaptığı yolculuğa refakat eden çok saygın bir şamandır artık...Hemen ona bir mektup yazıp, intihar edeceğini ve o esnada onu yanında görmek istediğini anlatır. Böylece, yirmi beş yılın ardından, her şey kaldığı yerden yeniden başlar..."Kutsal davuldaki tozum ben, dans eden her vuruşta...Kim vuruyor davula kim dans ettiriyor beni, görüyor musun?.."Murat Hiçyılmaz, Büyük Yapıt ve Aum‘dan sonra, soluk soluğa okuyacağınız bir anı-romanla tekrar karşınızda...