Kimliğini yitirmiş bir yazar. Yoksa bir ajan mı? Otoriter rejimlerin tüm zihinlere sızan, vicdanları taşlaştıran yalnızlaştırıcılığı içinde hangisinin doğru olduğunu kim bilebilir ki? Herkesin birbirine bekçilik ettiği ama yine de herkesin başka bir ülkeye kaçma derdinde olduğu bir karanlık dünya. İşte burada yaratıcılık ruhu kendini hatırlatacaktır: *Görmenin en iyi yolu karanlıktan aydınlığa bakmaktır.* Bağımsız entelektüel yaratıcılık ile iktidarın zincirlediği düşünce arasındaki çileli ilişkiyi irdelemek için Hilbig’le beraber Doğu Berlin’in loş bodrum katlarına ve kalabalık ama kasvetli sokaklarına dalıyoruz. Köşeye kıstırılan edebiyat tutkusunun bulduğu çatlaklardan fışkırdığı sarsıcı bir maceraya davetliyiz.
Wolfgang Hilbig, Alman şair ve yazar, 1941 yılında Leipzig şehrinin Meuselwitz kasabasında doğdu. Öğrenimini tamamladıktan sonra bir değirmende çalışmaya başladı. Askerlik hizmetinin ardından Meuselwitz linyit madeninde iş buldu. 1978’de Doğu Berlin’e taşındı ve 1979’da işini bırakarak serbest yazarlığa başladı. Sosyalist Birlik Partisi üyesiydi. Hilbig’in eserleri Batı Almanya’da ilgi görmekle beraber bir süre Doğu Almanya’da basılmadı, hatta bir şiiri yüzünden para cezası aldı. 1985’te Doğu Almanya’dan beş yıllık bir seyahat vizesiyle çıkarak Batı Almanya’ya yerleşti. Berlin’de yaşayan Hilbig, 2007’de vefat etti. Otobiyografik öğeler barındıran yazılarında Doğu Almanya’da yaşamanın ve yazmanın dayattığı ikili yaşam ve bireysellik arayışı gibi temalara yoğunlaşmıştır. Yazar, 2002 Georg Büchner Ödülü, Ingeborg Bachmann Ödülü, Bremen Edebiyat Ödülü, Brandenburg Bölgesi Edebiyat Ödülü, Lessing Ödülü, Fontane Ödülü dahil birçok edebiyat ödülüne layık görülmüştür. Başlıca eserleri arasında Das Provisorium ve *Ben* adlı romanlar, Die Weiber ve Alte Abdeckerei adlı öyküler, ayrıca die Versprengung, Abwesenheit ve Bilder vom Erzählen adlı şiir kitapları sayılabilir.