Hayatlarının en güzel senesi olacaktı..
Zoe ve en yakın arkadaşı Olivia’nın hayali, başbalerin olarak dünyayı gezmek ve Manhattan’da şık bir evde oturmaktı.
Ama bir gün bu hayalleri yıkılıverdi. Zoe kendini ponpon kızlardan kaçarken, Olivia ise Zoe’nin katlanamadığı Calvin Taylor’a aşık olurken buldu. Zoe daha kötüsünün gerçekleşmeyeceğine emindi… ta ki Olivia korkunç bir hastalığın pençesine düşene dek.
Ama Zoe cesaretli olmaya ve olumlu düşünmeye kararlıydı. Ne söyleyeceğini bilemediği anlarda bile. Olivia aylarca okula gelemediğinde bile. Calvin’e aşık olmaya başladığında bile…
Zoe’nin hayatına devam edebilmesini sağlayan tek şey, Olivia’nın bu hastalığı yeneceğine ve her şeyin eski haline döneceğine olan inancıydı.