Dünyada yaşayan ne kadar insan varsa Allah`a giden o kadar farklı yol vardır denilir. Toplum içinde kimin hangi mertebeye lâyık olduğunu ise bilecek olan yüce Allah`tır. Yunus Emre nin "Yaratılanı hoş görürüz, Yaratandan ötürü" sözü tam olarak bu duyguları ifade etmek için söylenmiş olsa gerek. Bir ozanımız "Hak sevmiş yaratmış, söz etme gönül" diyerek konu ile ilgili duygularımızın tercümanı olmuştur. Bu bakış açısı, şu üç günlük dünyada barış içinde yaşamanın anahtarıdır.Tüm toplumların önyargılardan, ötekileştirmekten, bilgisizlik karanlığından kurtulmalarının yolu araştırmak, öğrenmek ve sonunda kendini bilmek olmalıdır. Hacı Bektâş Velinin 13. yüzyılda buyurduğu "İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır." ve Hazret-i Ali`nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." sözleri dünya var olduğu müddetçe geçerliliğini muhafaza edecektir.İnsan bilmediğine ve öğrenmek istemediğine düşmandır. Bilmediğimizi öğrenmeye çalışmak, `insanı yani Hakk`ın mekân tuttuğu varlığı daha da yüceltecek değerlerdir.Birinci bölümde Allah`a hamd, Peygambere ve On İki İmamlara övgüler; ikinci bölümde ise erkân ile ilgi konular yer almaktadır.İnancın temel değerlerini, ritüellerini konu alan metinle-re erkânnâme denilmektedir. İlm-i hâl sözü Bektaşîlik`te kullanılmamakla beraber yazarın içerik nedeniyle bu sözü kullanmayı tercih ettiği anlaşılmaktadır.