Elimin titremesinin sabahın soğuğundan mı, yoksa az önce yaşanan gergin ortamdan mı kaynaklandığını düşünürken, ağır olduğu her halinden belli olan sandalyeyi bir çırpıda kaldıran sarışın kısa saçlı genç bir kız “Siz Otto Weis olmalısınız!” dedi. İlk defa benden söz ediyorlardı ve ilk defa onlar tarafından ciddiye alındığımı hissediyordum. Çok hoşuma gitmişti bu; alkışladım hepsini ayakta! Mutfak söylemişti bunu bana; eşyaları mutlu etmek zordur, demişti.
Derin bir uykuya dalmış, uyandığımda ise bir böceğe dönüştüğümü fark etmiştim. Ansızın, bir böceğe. Nasıl olurdu da uyurken bir böceğe dönüşebilirdi ki insan? Kafamdaki seslerden, beni yargılayıp Hüküm veren seslerden kurtulmak istedim… Ne hükmünüze ihtiyacım var ne de sevginize; anlayışınıza… Tek istediğim sessizlik.
Sonra… Sustu müzik, edebiyata yatırdı soluğunu. Ben, bir vuruşluk sus verdim.