Omuzlarındaki yük, vicdanındaki sızı, içindeki hırs onu bugünlere getirdi. Açlıkla, yoklukla, dayaklarla, işkencelerle, tecavüzlerle yirmi iki yıl geçmişti.
Çektiği acılar bedenin her yönünü santim santim sarmıştı. Gözlerindeki değer, ruhundaki ihtişam ve bedenindeki benliği arkasında bırakarak yoluna devam etti.
Bir sözünü cezaevindeki herkesin beynine sokmuştu: *Kaybedecek bir şeyi olmayanın yarını da olmaz!*