Düşünmek, bir suçtu.
Konuşmak, bir suçtu.
Yazmak, bir suçtu.
Baykuş Cumhuriyeti
Yırtıcı kuşlar tarafından yönetilen bir ülkede, kolu kanadı kırılmış, uçmaktan ve şarkı söylemekten mahrum bırakılmış diğer kuşların hikâyesidir.
Kafesten kurtulan her özgür kuş, ne kadar gelip geride kalanları ziyaret edeceğini söylese de o kuş, tekrar buralara hiç konmazdı. Bir zamanlar aynı kafeste mahkûm olan arkadaşlar, biri dışarı çıkınca hemen yabancılaşıverirlerdi. Dışarıdaki, içeridekini yadırgar, içerideki dışardakini yadırgar ikisi de birbirine yabani oluverirdi. O yüzden kafes arkadaşlığı kafeste başlar, kafeste biterdi. Kimse acı çektiği yere geri dönmek istemezdi.