Merak ediyordum, acaba bu adamın kalbinde tutku denen bir şey var mıydı? Diğer insanlar gibi bu adam da hiç ağlamış, öfkelenmiş ve şaşırmış mıydı? Kocamın soğuk kişiliği karşısında sadece avutulamaz bir yalnızlık hissetmekle kalmayıp farkına bile varmadan içimde şeytanî bir merak duygusu uyanmıştı. Bu duygu, benim önceki aşk ilişkimin, Mitsuko-san’la yaşadıklarımın ve sonrasındaki olayların kaynağı olmuştu.”
20. yüzyıl Japon edebiyatının devlerinden, büyük eserlerin yaratıcısı Cuniçiro Tanizaki, kariyeri boyunca ülkesinde döneminin en büyük yazarı olarak kabul gördü, daha sonra ise Haruki Murakami, Yasunari Kavabata ve Yukio Mişima’yla birlikte savaş sonrası Japon edebiyatının “büyük dörtlü”sünden biri olarak anıldı. Eserlerinde kadın erkek ilişkilerini, erotizmi ve saplantıları cesurca işleyen Tanizaki, Bataklık’ta kıskançlık ve aldatma üzerine gerilim dolu bir hikâye anlatıyor.
Sonoko, heyecansız bir evliliği olan kültürlü bir Osaka kadınıdır. Şehirde bir sanat kursuna gitmeye karar verdiğinde, zeki olduğu kadar güzel ve karizmatik bir kadın olan olağanüstü Mitsuko’yla tanışır. Sonoko, Mitsuko’ya âşık olur ve ikili tutkulu bir ilişkiye başlar. Başta her şey güzel giderken Sonoko kısa süre içinde kendisini seks, aşağılama ve aldatmacadan oluşan bir bataklığın içinde bulacaktır.