Dünyaya gelen her insan mutlu olmayı mı hedeflemelidir, bilmiyorum. Belki de öyledir. Mutluluk denince benim aklıma ilk önce Marilyn Monroe geliyor: *Eğer,* diyorum, *mutluluk denilen şeyin parayla pulla, makamla mevkiyle ilgisi olsaydı Marilyn Monroe intihar etmezdi.*
Eğer amaç mutluluksa insanların büyük çoğunluğu için ona ulaşmak, yaygın inancın aksine, hiç de zor değil bence. Yaşamdan aldığımız keyif veya duyumsadığımız sıkıntı, yaşama nasıl baktığımızla çok fazla ilişkili. İşte bu yüzden gülmeyi de güldürmeyi de seviyorum. Çünkü gülmek mutluluğun varlığını kanıtlıyor. Yazdıklarımın tamamı klasik güldürü öyküsü olarak tanımlanamasa da hepsinin bir yerlerinde, yaşama muzip bir gözle bakan adamın parafını mutlaka göreceksiniz.
Bu kitaptaki öykülerin bir kısmını, Antalya’daki ulusal gazetelerde muhabirlik yaparken kaleme almıştım. Emekli olup memleketim Kastamonu’ya yerleştikten sonra hepsini bir kitapta toplamak istedim. İlk yazdığımla en son yazdığım arasında yaklaşık 20 yıllık büyük bir zaman dilimi var. Bu kadar zamanda sadece insanlar değil şehirler, ülkeler, kültürler bile değişir. Doğal ki mizah da değişti. Bu yüzden eski ve yeni öyküleri bir arada sunmanın okuyucu için ilginç olabileceğini düşündüm. Umarım beğenirsiniz.
H. Adil Dönmez