“Merih Günay hem klasik-olay öyküsünün hem de modern-durum öyküsünün özgün dilini kurmuş öykülerinde. Hem dışarıyı gözlemliyor hem de içeriden dışarıya yazıyor. O nedenle de yerelden aldığı olay ve karakterleri bir üst dile taşıyıp hayatımıza sokarken, duyguların ve düşüncelerin karşılığını okurda bulacağı bir senteze ulaşıyor kurmacasında.
‘Başkalarının Öyküsü’ hemen her gün içinden gelip geçtiğimiz güncelliğin üstünü örttüğü, yok saydığı, saklamaya ya da yok etmeye çalıştığı gerçeklikle okuru göz göze getirip bir yanıyla mahcubiyet olgusuna neden olurken daha çok da şaşırma yetisini tetikliyor ve böylece olguların hem kendisi hem de kendisinden daha fazla şeyleri içerdiğini duyumsatıyor.
Yüzleşmek için ‘Başkalarının Öyküsü’nün içinden geçmek gerekir… Çünkü şairin dediği gibi: Ben ötekidir…”