Tükendi
Stok AlarmıBir tarihçinin üzerinde çalıştığı ve uzmanlaştığı temalar dışında; özellikle yaşadığı coğrafyanın tarihine ilgi duyması tarihçilik adına önemli bir kazanımdır. Yerel tarih olarak da ifade edilen bölgesel tarih çalışmaları, araştırmacıya yeni bakış açıları, yeni olgular, yeni metotlar, yeni fikirler ve yeni kabiliyetler kazandırabilir. Tarihçi, yerel tarih araştırmaları ortaya koyarak dar bir muhite sıkışmış olan metodolojisinin sınırlarını hayal edemeyeceği ölçüde genişletebilir. Bu da çok daha genel konuların incelenmesi aşamasında, fevkalade önemli kabiliyetler sağlamaktadır. Bu sahada atılan her adım tarihçinin hem bakış açısını genişletmekte hem de alt yapısını zenginleştirmektedir.
Elinizde bulunan eser, temas edilen bu kaygı ve düşünceler çerçevesinde vücuda gelmiştir... Bartın, çevresinde kurulduğu ırmağın tarihçesiyle bağlantılı olarak 3500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Anadolu tarihine damgasını vuran büyük önemli uygarlıklar ve devletler Bartın tarihine de iz bırakmışlardır. Bartın’ın hakiki ve merkezi şehirsel kimliği 1991 yılından sonra ortaya çıkmıştır. Çünkü binlerce yıldır, merkezi bir yerleşim birimi olmaktan ziyade; çevresinde teşekkül eden Kastamonu, Bolu ve Zonguldak gibi daha büyük yerleşim yerlerinin idari bir parçası konumunda olan kent, artık merkezi bir yönetim birimi hâline dönüşmüştür. Asırlardır başka yönetim merkezlerine bağlı olarak yönetilen Bartın, 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 74. vilayeti olmuştur. Şehirde tarım, hayvancılık, madencilik, ormancılık, sanayi endüstrisi, turizm, el sanatları, el işlemeciliği, oymacılık, nakliyecilik ve balıkçılık başta olmak üzere birçok iş kolu mevcuttur… Bu eserle birlikte, Bartın şehrinin karanlıkta kalmış mazisinin kimi noktaları aydınlatılmaya çalışılmıştır.