Elinizdeki kitap, umutlarının peşinde koşan genç bir insanın yol hikayelerinden oluşuyor. Öyle tatile gider gibi güle oynaya yapılan bir yolculuk değildir bu; İstanbul’dan başlayıp Londra’ya kadar uzanan, kah keyifli, kah hüzünlü, umut dolu ve her adımı öğretici bir yol hikayesi... Yolculuğun kahramanı genç, yol boyunca tanık olduğu olayları ve kişisel sevrüvenini mektuplarla sevgilisine anlatırken, aslında yaşadığımız dünyanın bir panoramasını da sunmuş oluyor. Dillerle, ırklarla, sınırlarla, ayrıcalıklarla ve elbette önyargılarla parsellenmiş yapay bir dünyanın insanı hem kendisine, hem de birbirine karşı nasıl yabancılaştırdığını çarpıcı bir şekilde anlatıp, bizi sevgiye, dostluğa ve barışa çağırıyor.