Kerim arkadaşlarıyla köy meydanında çelik çomak oynuyordu. Kış boyunca soğuk yüzünden dışarıda ağız tadıyla oyun oynayamamışlardı. İşte bahar gelmiş, güneş yüzünü göstermeye başlamıştı. Artık dışarıda doya doya oynamanın, toza toprağa bulanmanın vaktiydi. Havalar ısınmaya başlamıştı ya; çocuklar okuldan çıkar çıkmaz eve koşuyorlar, çantalarını bırakıp soluğu köy meydanında alıyorlardı.
Kasabadan gelen, köyün ara sokaklarına giden bütün yollar burada kesişirdi. Cumartesi günleri çerçiler arabalarını buraya getirir, şehirden gelen esnaflar sergilerini burada açarlardı. Namaz vakitleri camiye gidenler burada toplanırlar, ayaküstü sohbet ederlerdi.
Şimdi her zamankinin aksine meydandan anlaşılmaz bir gürültü yükseliyordu.