Uzaktan sevmek diye firarî bir duygu var ya hani… Neden firari diyorum çünkü uzaktan severken yakalamanız mümkün olmuyor sevileni. O kaçıyor, siz sadece bakıyorsunuz; sevgiyle, özlemle ve değişik duygularla. Kavuşmak için ettiğiniz duaların karşılık bulmadığını düşünerek daha fazla üzüyorsunuz kendinizi.
Oysa gizliden sevmek kadar acı veren bir şey yoktur seven insana; en azından sahibine bir şekilde anlatmak gerek hissedilenleri. Alacağımız cevabın ne olacağını düşünmeden *Seni seviyorum!* diyebilmek kadar kalpleri rahatlatan daha güzel ne olabilir ki? Hayat ne garip değil mi! Babasız büyüyorsun, gün oluyor baban gibi sevebileceğin birisi çıkıyor karşına; annesiz kalıyorsun, bir anne çıkıyor ve hayatının her ânında adına aşk denilen duygu kendisini gösteriyor bizlere. Ama bizler görmek mi istemiyoruz, yoksa görmüyor muyuz onu? Ah bir bilebilsem keşke! Adı aşk olan nice duygular sarmalıyor bizi ama sanırım biz hep yanlış duygulardan yana harcıyoruz hayatımızın büyük bölümünü. Bu yüzden de kazandığımız hep hüzün oluyor. Aşkın tükenmez hazinesini güzele dair sermaye yapmayı başarabildiğimizde çok güzel bir dünyamız olacak, eminim buna.
Sermayesi aşk olanın kazancının neler olacağını; yüreklerinizde sakladığınız yumuşacık duygu yumaklarında göreceğinizi biliyorum.
Bu hikâyede yüreğinize ait çok şey var…