Ortaçağlarda Büyük Menderes Nehri ağzında yer alan Menteşeoğullarına bağlı kadim liman kenti Balat, tarihsel, kültürel ve ticari önemini XIV. yüzyıl sonlarında yitirmiştir. Bugün idari bakımdan Aydın ilinin Didim ilçesine bağlı, bin küsur kişilik küçük bir mahalle olan ve haritalarda genellikle Milet Ören Yeri olarak geçen bu küçük yerleşim yeri, Batı Anadolu’nun hem siyasi hem dinî hem de ticari tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Bu tarihî kent, XVI. yüzyılın sonlarında, Osmanlı idaresi altında, Menteşe Sancağı’nın (merkezi Muğla) idari bölgesinden çıkarılarak, Sığala Sancağı’na (merkezi İzmir kenti) bağlanmıştır.
Balat’ta bulunan özellikle İlyas Bey Külliyesi, mescitler, Mevlevihane ve küçük tekkeler vakıflar sayesinde ayakta kalabilmiştir. Batı Anadolu’nun en eski tarihli önemli medreselerinden biri olan Menteşeoğlu İlyas Bey Medresesi’nde vakıfların desteğiyle İslami ilimler alanında faaliyet gösterilmiştir. 1583 yılına kadar, Balat ve ona bağlı yakın köylerde, 120’den fazla İslami vakıf kurulduğu belgelenebilmektedir.
Çine ise bugün, 50.000’e yaklaşan nüfusuyla, idari bakımdan Aydın iline bağlı 17 ilçeden biridir. Tarihsel ve kültürel anlamda yeni bir şehirdir. Eski metinlerde Çine sözcüğü ile Eski Çine kastedilir. Bizim bu araştırmada üzerinde durduğumuz yer, bu nedenle, Eski Çine’dir. Burası hem bir kadılık merkezi hem de kültürel bir yerdi. Eski Çine, tarihsel olarak, eski bir Türk hanedanı olan Menteşeoğullarına ait önemli Menteşe şehirlerinden biri olmasına rağmen, idari ve adli bakımdan XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Menteşe vilayetinden çıkarılmış ve yeni teşkil edilen Sığla (eski metinlerde Sığala) Sancağı’na bağlanmıştır.
Menteşe ve Osmanlılar zamanında kurulan vakıflar sayesinde bu kentlerdeki Türk-İslam eserleri varlıklarını sürdürebilmişlerdir.