Ürüddevle Belek b. Behrâm; Balakgazi (Belekgazi) adıyla nam salmış, Oğuzların Kayı boyundan Artuk hanedanına mensup bir Türk beyidir. Büyük bir muharip ve kumandandır. Adaleti ile meşhur bir hükümdardır. 1112 yılında genç yaşta Harput Hükümdarı oldu. Kısa zamanda Harput’tan Mardin ve Halep’e kadar uzanan geniş bir devlet kurdu. Haçlılarla şiddetli muharebeler yaptı ve onları ağır yenilgilere uğrattı. 1122 yılında Urfa Kontu josselin’i, 1123’te onu kurtarmaya gelen Kudüs Kralı Baudouin’i esir aldı ve ikisini de Harput kalesinde hapsetti. Büyük Selçuklu Sultanı tarafından "Müslüman Orduları Başkumandanı" tayin edildi. Kendisine "Gazi" unvanı verildi. 1124 yılında Menbic kalesini kuşatırken göğsüne isabet eden bir okla şehit düştü. Büyük tarihçi Prof. Mükremin Halil İnanç diyor ki: "Balak bütün ömrünü gaza ve cihad içinde geçirmiş, ülkesinde emsalsiz bir sükûn ve asayiş temin etmiş, adalet ve kanunu hâkim kılmış, dindar ve mütevazı bir emir idi. Ölümü, Müslümanlık ve Türklük için hakiki bir ziyan ve musibet olmuş ve mağlup olmaya başlayan Haçlıların yeniden kalkınmalarına sebebiyet vermiştir. Haçlılar böyle korkunç ve galip bir düşmandan kurtuldukları için çok sevinmişlerdir. Balak, yalnız Suriye tarihinde değil, Anadolu tarihinin seyir ve cereyanı üzerinde de tesir icra etmiştir." Yaşanmış olaylara dayanan bu tarihî romanda Balakgazi’nin uğruna canını verdiği kahramanlık destanını ve Suriye Meliki Rıdvan’ın kızı Ferhunde Hatun’a duyduğu aşkın öyküsünü okuyacaksınız. Delikanlı kalkanını sol eline alarak kılıcını çekti. Gümüş rengindeki ovayı, mert ve taze bir sesin ahengi çınlattı: -Heyyy! Bu yollar er meydanıdır! Bu illerde baş verip baş alınır!...
Yayınevi
:
Kaknüs Yayınları
2. Hamur