Görmeye talip olan kişi kendini merkeze alır. Bu yüzden birlikte görmek geçici bir uzlaşmadır. Çünkü iki kişinin baktıklarını aynı görmeye dayalı diyaloğu öznel kalır ve daima o defaya özgüdür.
Buna göre gördüğü şey konusunda söz alan kişi kendine rağmen görünen’e muhayyel bir biçim atfeder. Ötekinin daha sonra görmeye aday olduğu bu form, olası birlikte görme beklentisinin itici gücüdür. Yoksa paylaşılma arzusundan yoksun kalan görülen, âdemoğlu için hiçbir şey ifade etmez. Körlük, belli bir bağlam içinde dile gelmeye direnen sözcüklerle başlar.
Sonunda kendimizi göremediğimiz şey, yıkıcı bir kayıtsızlığın zırhıyla bizi tersler.
Mehmet Ergüven Bakışlar’da resim sanatımızda özgünlükleriyle öne çıkan dört kadın ressamın, Neş’e Erdok, Nevhiz Tanyeli, Feriha Tuğran ve Emel Şahinkaya’nın dünyalarını, onların birer resminden çıkarak irdeliyor. Baktığını iyi gören, usta bir yazarın yaratıcı düşüncesinden çıkmış dört metin.