Tükendi
Stok Alarmı“Hikâyeye de konu lâzım. Gerçi son zamanlarda hikâyede konunun pek o kadar mühim
olmadığını söyleyenler de çıktı. Ama ne olursa olsun, bir vaka lâzım. O vakanın bir başı, bir
sonu olması lâzım. Üstelik vaka da alışılmış, bıkılmış vakalardan olmamalı. Küçük
burjuvanın hayatını anlatan, onun zaaflarını, onun adiliklerini dünyanın en büyük
kahramanlıkları, en asil heyecanları gibi gösteren hikâyelerden illâllah dedik artık. Bütün
ıstıraplar aşktan doğuyor. Oysaki öte yanda milyonların, milyarların ıstırabı var. Ama ne
yazık ki biz o insanları tanımıyoruz. Girmişiz küçük burjuvanın içine, yuvarlanıp gidiyoruz.
Başka cemiyetlerin, başka sınıfların adamı olduğumuzu bile bile. Bizim dertlerimiz, içinde
yaşadığımız adamların dertlerine benzemiyor. Ne parada gözümüz var ne pulda. Geçenlerde
bir kadın ‘benim için şiir, diyordu, beyaz bir otomobildir.’ Biz, en küçük menfaatlerini bile
korumaktan âciz zavallılar, nasıl onlarla bir oluruz. Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o
fakir sınıfın adamıyız. Ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından
bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o. İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar. İyisi mi, bir
yazar hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı. Ben de öyle yapacağım.”