Hacı Hafız, Bakır Efe`ye hınçla, kinle diş geçiriyordu. Çocuk ne bilir, öyle mi? Ömer`e, Sazlıklı çobanın yavrusu sarı köpeğini git, dizine yatır da okşa... diyen mi olmuştu?
Hacı Hafız, oynasın, eğlensin, avunsun diye ne köpekten ne kuşlar bulmuş, getirmişti de hiç birinin yüzüne bakmamış; birine elini sürmemişti. Ömer, ne düşünmüş, aklından ne hayaller, ne hatıralar geçmiş de Hacı Hafız`ın bağ yolunda yavruladığını söylediği köpeği aramaya çıkmıştı.
Yavrularını emziren her ana hayvan, canını ortaya atar da topal karıncayı bile yanına yanaştırmazdı. Nasıl olmuştu da. garip Ömer`ciğin dizine başını koymuş, küçük elleriyle okşasın diye boynunu uzatmıştı? Hacı Hafız, onu gördüğü günden beri haraptı. hasta idi.