*Babil, hızlıca akıp giden zamana yaraşır iğrençlikleri büyük bir bezginlikle istifra eder gibiydi.
Yüzüne sertçe vuran rüzgâra kin gütmüyordu. Aforoz etmeye çabaladığı geçmişi olmalıydı. Keskin gözlerle dışarıyı süzüyordu. Kısmen kıstığı gözlerinde affedilemeyen yaratıklar beliriyor, gizli kalmış nüktelere alabildiğine karşı koyuyordu. Kararlıydı da… Hemen yalnızca onlardan kurtulmak istiyor; bir iç ferahlığı, bir çeşit ruhsal huzuru anında yakalayıp yüreğine bastırmak, bu sayede sonsuz sessizlikle baş başa kalmak, iliklerine dek sindirmek gayesini taşıyordu mimiklerinde.*
Yaşamın en derin, en karanlık hikâyelerinden birini; yaşamın anlam arayışı ile irdeleyen bu kitabı okurken acıyı, öfkeyi ve çaresizliği derinden hissedeceksiniz.