Bu mahalle (Babıali), sadece basın dünyamızın hafıza ve hatıra defteri değil, aynı zamanda yayın aleminin de sicil defteridir; siyaset tarihimizin silinmeyen süslü, parlak boy aynasıdır.
Tabelaları, binaları, hatıraları ve zihinleri terk etmekte olan Babıali’nin efsaneleri, İstanbul’un Tarihî Yarımadası’ndan silindikçe nicedir az konuşuyor, çok susuyor. Bugün hayranlıkla okuduğumuz yazarların, meşhur yokuşun başından sonuna kadar adımlararası geçit resmini sunan günler ise çok gerilerde kaldı. Bugün ‘Cağaloğlu’ dediğimiz o benzersiz muhiti, yeniden Babıali adıyla çağırmanın zamanının geçmediği aşikârdır. Üstelik o, elden ve dilden düşmemişken henüz...
Bu eser, nesiller boyu süren ve bugünlerde daha az hatırlanan bir Bâbıâli’ye açılıyor. Kitapta yer alan sohbet tadındaki söyleşiler, birçok duayenin son seferlerini kaçırmamak ve gerçek Babıali ile tanışmak isteyen herkesi, bugünkü medyanın temellerini atan mücadeleye, çilelere benzersiz tecrübelere ve artık unutulmaya yüz tutan kültür hazinesinin merkezine taşıyor.
Abdurrahim Balcıoğlu, Ahmet Kabaklı, Ahmet Özdemir, Altan Deliorman, Aydil Erol, Beşir Ayvazoğlu, Celalettin Bilginer, Cumhur Kılıççıoğlu, Dursun Gürlek, Ergun Göze, Ferit Ragıp Tuncor, Gürbüz Azak, Hüseyin Movit, İsmet Bozdağ, Lütfü Oflaz, Nezih İzmiroğulları, Osman Akkuşak, Olcay Yazıcı, Recep Ekicigil, Ünal Sakman, Vecdi Bürün, Vehbi Vakkasoğlu, Vehip Sinan, Yağmur Atsız, Yalçın Toker, Ziyad Ebüzziya gibi değerli simalar, eski Babıali ile bugünkünü yüz yüze getiriyor...