1859 yılı 20 Mayıs günü sırtında tozlu bir palto, ayağında damalı kumaştan bir pantolon, kırk yaşlarında bir beyefendi, yolun üzerindeki yolcu hanının alçak eşiğine çıkarak yanakları dolgun, çenesinde beyaz tüycükler bulunan, küçük gözleri donuk donuk bakan genç uşağına döndü:``E, Pyotr! Görünürlerde yok mu daha? Diye sordu. Kulağındaki zebercet küpeden, kokulu merhem sürülmüş değişik renkteki saçlarından, son derece saygılı davranışlara kadar, her haliyle kendini her bakımdan kusursuz sayan yeni kuşaktan olduğunu belli eden uşak, çevresini küçümsüyormuş gibi bir tavırla, uzayıp giden yola baktı.