Tanrıçalar yeryüzündeki temsilcilerini doğuracak ve yetiştirecek kişileri seçtiklerinde onları oldukça sınarlar. Zorlukla, kötülükle keskinleştirirler silahlarını.Sınanışların en büyüğü ise yalanla karşılaşmaktır. Ne bu yalana inanıp onunla yaşamak iyi hissettirir insanı ne de peşine düşüp doğrusuyla yüzleşmek. Çıkmaya çalıştıkça daha çok batarsın yalan çamuruna, dibe çekilirsin acı verici gerçekle karşılaşıp nefesin kesilinceye kadar. Belki de bu acıdır seni hataya iten. Hele bunlara kanıp bir kere de hataya düştünse mahvolursun, devam edemeyecekmişsin gibi gelir sen böylesine kaybolmuş, şuurunu yitirmişken yine tanrıçadan gelir şifanın sesi; “...İnsan değil misin sen? Fanisin sonuçta, hata hayatının en büyük nimeti....”