Kadınlar vardır, erkekler vardı. Birbirlerinden dünyalar kadar uzaklardı. Bir ara Mahmut Yıldırım bazılarını aynı düşün içine girmeye davet etti. Bir kadın ve bir erkek aynı düşü “düşündü”ler. Kadın erkeğin, erkek kadının düşüne düştü. Sonra bu düşlerin peşinde öykülerini yazdılar.
Düş bu ya bazen bir otel koridorunda bazen mutfakta kap kacak arasında, bazen gelecek bir zamanda, bir parkın karanlığında, hastane önünde ya da havaalanı girişinde ama daima hüzünlerin sessizliğinde sözcükler tümcelerin içine düştüler. Sonra çoğaldılar Aynı Düşün İçinde buluştular.