Tanımadığı insanların düğünlerine, cenazelerine gitti Galip.
Göbek ve toprak attı, teselli etti ve kutladı.
Ayırt edemedi Galip, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini, yaşamı ve ölümü.
Seçemedi hangisinden olduğunu. Sorulduğundan değil seçim yapmak zorunda olduğundan.
Bu yüzdendi ya ona bu adı verip çekip giden annesine bir çift söz söyleme fırsatı dahi verilmemişti.
Konuşmadı Galip, konuşamadı.
Aynalar, bir arayışın romanı!