İstanbul’un karmaşık, beton kaplı ve kalabalık sokakları arasında orta boylu, mat siyah gözlük takan, elleri cebinde, sürekli etrafı gözlemleyen bir komiser geziyordu. Komiser Baha etrafında gördüğü ilginç olaylara gözlüğünü hafif yukarı kaldırıp bakar sonra yürümesine devam ederdi. Baha Komiser daha önce eşi benzeri görülmemiş hırsızlıkları, cinayetleri, sırları ve kaybolma vakalarını çözmüş bir komiser. Karda iz bırakmadan yürüyenleri dahi bulan Baha Komiser her gün rutin haline getirdiği bu yürüyüşten sonra çalıştığı yer olan, duvarlarındaki boyanın hafif kalktığı merkeze doğru gidiyordu.