Ayı ve Kazyol… Zalim ve zulme uğrayan onlar, gece ile gündüz gibiler. Biri rüzgârın getirdiği şarkıları dinleyen, kuşlarla, güneşle, derelerle söyleşen, ince ruhlu genç bir işçi… Diğeri kaba saba, iri yapılı, halden anlamaz, üstüne üstlük iyice çirkin ve orta yaşlı bir patron.
Tuhaf bir maraba ile en az onun kadar tuhaf ağası!
Ayı, kazyolu kıskanıyor belki de… Bu yüzden hakkını gasp ediyor, bu yüzden rahat yüzü göstermiyor ona. Oysa kazyol Azerbaycan’ın tertemiz suları gibi coşkun akmak, gençliğinin en güzel, en renkli günlerini yaşamak istiyor. Düş ve gerçek arasında bir yerde Aslan Kuliyev’in kahramanları.
Sanki hiç yaşamadılar, belki de hep yaşayacaklar. Bir yanları ile milletlerinin kadim kültürünü yansıtıyorlar, bir başka yanları ile fantastik dünyalardan esintiler taşıyorlar. Okur, onların hikâyelerine şahitlik ederken neşe ve hüznü iç içe hissedecek, hayatın ta kendisi gibi…