Ayaşlı Şakir, âlim ve fazıl bir zat idi Sanatkârdı, gayet ,nce ruhluydu. Şairliğinin yanı sıra çok güzel resim yapar, yazı yazar, keman çalardı.
Altıncı hissi çok kuvvetli idi. Kendisinde, vakitsiz zekânın inkişafı vardı. Kapısı çalınınca, görmeden gelenlerin kim olduğunu haber verirdi. Kapıyı açınca, içeri almak istemediği, hoşlanmadığı bir insanla karşılaşırsa; gene bizzat kendisi *Şakir Efendi evde yok!..* der idi.
Bir Konyalı değildi, ama Konya kültürü için çok çalıştı.
Şakir Efendi merhum, Şems ile kendi hayatı arasında bir benzerlik bulurdu. Avucuna kor halindeki ateşi alıp, bir taraftan bir tarafa naklederdi. Kendini, önce Şems’e sonra da Mevlânâ’ya verdi.
Hülâsa, kırk altı yaşında hayata gözlerini yuman Muallim Şakir Efendi; mufassal, büyük, işlenmemiş bir kitaptır.
Dr. Şahabeddin Uzluk