"Fark ettiniz mi, yağmurların hep aynı yağdığını? Ürktüğümüz seslerin yakın adreslerden geldiğini ya da yüreğimizin sevdadan çok acılara nişanlı olduğunu... Bilmesine biliriz de, içimizdeki sıcaklığı kime bırakacağımızı kestiremeyiz. Çünkü adına büyük harflerle başladıklarımız, hep aynı büyüklükte boşaltılar içimizi. Acaba bu yüzden midir boş namluya kolayca tetik düşürüp, herhangi bir cümlenin ortasında yanlış bir harf gibi yaşadığımız?Nihat Nikerel’in, "Ay Zamanı / Zalım’ca" şiirlerinin satır aralarında gezinirken, yüzünüzü bir kez daha geçmişe düşüreceksiniz. Gözlerinizde kalan son renk hep değişse de kimi zaman sevdiğinizi öpmeye dudaklarınız yetmeyecek, kimi zaman ise dilinizi bir şiire alıştıracaksınız. Ve bu şiirler, sevdiğinize sevginizin ilk taksidi olurken, her şiirde, içinizde bir şairin yaşadığını fark edeceksiniz." (Veysel Boğatepe)Ertelenmiş umutlar düşerken / Eflatun akşamlara, / Karanlık köşebaşları / Ayaza kesiyorduAyışığını. / Paslı sustalıların şavkıması / Mehtaba göz kırpıyordu. / Geçmezdi böyle geceler / Sensiz, kimsesiz / Geçmedi zaman, pusuda. / Bir kuş öttü, / Bir çocuk ağladı, / Kahkaha attı bir kadın, / Sustu bir yürek, durdu.