Doğrusu sadece gezi-gözlem yapmakla, edebiyat-sanat üzerine söyleşmekle zamanımızı değerlendirmedik. İsveç’teki insan ilişkilerini, toplumsal dokuyu, ekonomik durumu, kentleşme biçimini de merak ederek bilgilenmeye çalıştık. Murat’la video kaydına dayalı söyleşi de gerçekleştirdik. Kendisinin buraya geldikten sonra neler hissettiğini sorduğumuzda, verdiği yanıt şuydu: “Buraya geldiğim ilk zamanlar çok düşünüyordum ülkeyi. Hep geri dönmek vardı düşlerimde. Bir gün Suriyeli bir aileyle karşılaştım. Adam, ‘Murat sen niye öyle düşünüyorsun ki, biz buraya gelirken üç çocuğumuzu kaybettik. Birini savaşta yüreğimizden aldılar, ikisi de denizde balıklara yem oldular. Şimdi iki çocuğumuzla buradayız. Onların hayatını kurtardığımız için mutluyuz.’ dedi. O zaman rahatladım ve kendime geldim.