Burjuva iktisadının aklı ters işliyor. Bu akıl halkın sağlık hak ve gereksinimlerini görmüyor, görmek istemiyor. Sağlık sistemi içindeki bütün ilişkileri parasallaştırıyor. Paranın hakimiyeti herşeyin daha da parasallaşmasına yol açıyor. Adına ne derlerse desinler (ister sağlık reformu, ister başka bir şey), yaptıkları, halkın sağlık sorunlarını çözemediği gibi, sağlık sisteminin verimsizliğine de çare olamıyor.
Kamu sağlık kaynaklarını azaltmaları eşitsizlikleri artırıyor. Kurumları ve hekimleri performansla güdülemeye çalışmaları sistemi etik değerlerden koparıyor, bütün aktörleri daha da tembelleştiriyor. Sistemin bir yerini *düzeltmeye* kalktıklarında kalan bölmeleri bozuluyor. Ayar tutturamıyorlar, dolanıyorlar.
Bu, kapitalist sağlık sisteminin çözümsüzlüğüdür. Sağlık reformu dedikleri budur.
Yapabildikleri-yaptıkları tek şey tıp şirketlerine, özel hastanelere para aktarmaktır.
İnanmayanlar sistemin son 20-30 yıllık hikayesine baksınlar. O hikayede yalnızca bu sıradan gerçekler var.
Bu kitap O hikayeyi anlatıyor.